Çekişmeli boşanma davası nedir ve hangi koşullarda çekişmeli dava açılabilir? Evlilik birliğinin kurulmasından sonra taraflar arasında yaşanan vakıalardan dolayı ortak hayat çekilmez duruma gelirse boşanma davasının açılması kaçınılmaz olur. 

Boşanma davaları anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma şeklinde açılabilir. Bu iki dava türü birbirinden tamamen farklı özelliklere sahip olmaktadır. Bu sebepten dolayı da gerek davanın açılış şekli gerekse davanın ilerleme şekli farklılık gösterir. 

Anlaşmalı boşanma davası tek celsede sonuçlanırken, çekişmeli boşanma davaları uzun yıllar devam edebilir. Çekişmeli boşanma davasını avukatla ilerletmek isterseniz bu süre ortalama 1,5 yıl sürerken, avukatsız ilerletilen dava süreçlerinde bu süre ortalama 3 yıl veya daha fazla sürmektedir. Gerek sürenin uzunluğu nedeniyle gerekse süreç içerisinde yapılan işlemlerin fazlalığı nedeniyle hak kaybı yaşamak istemeyen kişilerin, dava süreçlerini avukat eşliğinde ilerlettiği görülmektedir. 

Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır

Çekişmeli boşanma davalarının açılması için taraflardan birinin başvuru yapması yeterlidir. Bunun yanı sıra uygunluk koşulları gerekliliğince olması gereken unsurlar şu şekildedir;

  • - Boşanma davasının açılması için kanunen uygun olan bir sebebin gerçekleşmesi gerekir. Ayrıca meydana gelen bu sebepten sonra geçen sürede zamanaşımı süresi dolmamış olmalıdır. 
  •  
  • - Boşanmaya sebep olan konu hakkında davacı taraf, davalıyı affetmemiş olmalıdır.


- Kanun koyucunun belirlediği şekilde dilekçe düzenlenmesi yapılmalıdır.


- Kanunların esas ve usullerine göre belirtilen yetkili ve görevli mahkemeye başvurarak dava açılmalıdır.

Boşanma davası usul ve esasa uygun şekilde açılmazsa, dava mahkeme tarafından reddedilir. Bunun sonrasında boşanmayı isteyen tarafın yeniden resmi işlemler yaparak boşanma davası açması gerekir. 

Çekişmeli Boşanma Davasında Ne Sorulur

Çekişmeli boşanma davası sürecinde “şahitlerin dinlenmesi” başlığı altında bir celse bulunur. Bu celsede davacı ve davalı tarafın ispat amaçlı mahkemeye beyan ettikleri şahitlere söz hakkı tanınır. Şahitlere, mahkemenin yetkili kişisi olan hâkim tarafından da soru yöneltilir. Hâkimin buradaki amacı olayın detaylarını ve doğruluğunu öğrenmektir.

Hâkimin yetkilerinden biri de davacı ve davalı tarafa soru yöneltmektir. Kesinlikle bilinmesi gerekir ki; yalancı şahitlik yapanlar yani mahkemeye doğrudan farklı bilgiler sunan herkes kanunen suç işlemiş sayılır. 

Davacı taraf, davayı açmasına neden olan sebepleri ispat etmekle yükümlüdür. Davalı taraf ise hakkında yapılan suçlamalara yönelik olarak kendini savunma hakkına sahiptir. Mahkemede boşanmaya neden olan vakıalar ispat edilemezse, hâkim çekişmeli boşanma davası hakkındaki kararını boşanmanın gerçekleşmesi yönünde karar vermez.