Ceza davası, Savcılığın dava açılmasına yönelik olarak düzenlemiş olduğu iddianame sonrasında başlatılır. Ceza davalarında görevli olan genel mahkemeler; Ağır ceza mahkemesi ve Asliye ceza mahkemesidir. Genel mahkemelerin yanı sıra olan diğer ceza davaları mahkemeleri; Çocuk mahkemesi, Çocuk ağır ceza mahkemesi, Fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi şeklindedir. Sulh ceza hakimliği ise, soruşturma aşamasında olunan evre hakkında kararları vermektedir. 

Ceza davaları suça teşebbüs edilmesi veya suçun işlenmesi nedeniyle açılır. Bu dava türü mağduriyet yaşayan kişi tarafından açılabileceği gibi 3. Kişiler tarafından da dava süreci başlatılabilir. Kanun koyucu bu alandaki uygulamayı, şikâyete bağlı suçlar ve şikâyete bağlı olmayan suçlar şeklinde ikiye ayırmıştır. 

Ceza Dava Dosyası Neden Açılır

Ceza davası, Savcılığın onay vermesiyle başlatılır. Ceza davasının başlatılması için iki evre vardır. İlk evre soruşturma evresidir. İkinci evre ise kovuşturma evresidir. Şikâyete bağlı veya şikâyete bağlı olmayan durumlarda ilk aşama olan soruşturma evresinde, Savcılık kovuşturmaya yer vardır kararını verirse dava başlatılır. 

Ceza hukukunun en temel amacı, toplum kurallarına uyulması ve halkın huzur içinde yaşamasıdır. İnsanlar, Devlet korumasındadır ve Devlet halkını korumak adına belli başlı kanun maddelerini belirlemiştir. Kanun maddeleri çerçevesinde yaşamaya devam etmeyen kişiler, başka kişilerin mağduriyet yaşamasına neden olur. Bu durumda da ceza davasının açılması kaçınılmazdır. 

Ceza davaları 4 aşamadan oluşmaktadır. Bunlar;

  • - Soruşturma evresi
  •  
  • - Kovuşturma evresi
  •  
  • - İstinaf evresi
  •  
  • - Temyiz evresi


Ceza Avukatı

Ceza mahkemesine suçtan zarar gören kişinin veya zarar gören kişinin hak yetkisine sahip olan kişinin başvuru yapabilme hakkı vardır. Hak yetkisine sahip olunması; kişinin akıl rahatsızlıkları varsa, ergin yaşta değilse, tutuklu veya hükümlüyse vb. durumlardaysa geçerli olmaktadır.

Ceza davalarında sanık terimi, suç şüphesi altında olan kişi için kullanılır. Savcılık tarafından re’sen olarak veya şikâyete bağlı olarak açılan davada karar kesinleşinceye kadar, sanık terimi geçerli olur. Sanık terimi, mahkeme tarafından hapis cezası verilmesine kadar sürer. Hapis cezasının verilmesiyle, hükümlü terimi geçerli olur. 

Ağır ceza mahkemesinde veya diğer ceza mahkemelerinde, cezanın belirlenmesinde etkili olan bir unsurda suçun nitelik halleridir. Yani cezanın belirlenmesi suçun niteliğine bağlıdır. Suç işlediği kesinleşen ve suçu nitelikli halleriyle işleyen kişinin ceza oranında artış meydana gelir. 

Şikâyete bağlı suçlar mağdur veya mağdurun hak sahibi velisi tarafından şikâyet hakkı kullanıldığı zaman soruşturulur. Fakat bazı suç kapsamları re’sen savcılık tarafından verilen kararla soruşturulmaya başlanılır. Ayrıca savcılığın suç işlenmesine dair yeterli şüphesinin ve delilinin olması etkeniyle açmış olduğu ceza davaları kamu davasıdır. 

 

Ceza Davası Zamanaşımı Süresi

Ceza davalarında zamanaşımı süresi hak düşürücü süre olmaktadır. Yani kanun çerçevesinde belirlenen süre içerisinde dava başlatılmazsa, daha sonra davanın açılması kabul edilemez bir durum olur. Hak kaybı ve mağduriyet yaşamamak için dava açmadan önce mutlaka zamanaşımı süresi hakkında bilgi edinilmelidir. 

Ceza davalarında yer alan zamanaşımı süreleri şu şekildedir;

Dava zamanaşımı: 5237 sayılı ceza kanunu maddesi içeriğine göre, davada zamanaşımı süresi suçun işlendiği tarihten itibaren başlar. Burada belirtilen zamanaşımı süresi de 8 yıldır. Yani bu 8 yıllık sürede mahkeme kesinleşmiş kararı vermelidir. Aksi olan durumda davanın düşürülmesi gerekir. 

Ceza zamanaşımı: TCK’ya göre cezanın zamanaşımı süresi 10 yıl olmaktadır. Belirtilen süre mahkemenin kararının kesinleşme tarihinden itibaren başlar. Yani mahkemenin vermiş olduğu hüküm belirlenen süre içinde uygulanmalıdır. Zamanaşımı süresi bittikten sonra cezanın infazı gerçekleşemez. 

Ceza davası zamanaşımı süreleri yaşanılan vakıalara göre de değişiklik göstermektedir. Bazı dava konularında zamanaşımı süresi 6 ay veya daha az olmaktadır. Bu sebeple de mağduriyet yaşayan kişi, zaman kaybı olmadan mutlaka gerekli şikayetlerini yapmalı ve resmi işlemlerin başlatılmasını sağlamalıdır.